KOÇKÖYÜ WEB SAYFASI
  Aşık Sabri Şimşekoğlu
 

Aşık Sabri Şimşekoğlu

25.03.1948 - 28.06.1990

Arpaçay’ın Cala (şimdiki adı Doğruyol) köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Aşıklık geleneği ve şiire ilgisi küçük yaşlarda başladı. Çocukluğu köyünde çobanlık yaparak geçti. Bu dönemde köyüne gelen yörenin birçok aşığını dinleyerek kendini geliştirdi ve bağlama çalmayı öğrendi.

Kuzeydoğu Anadolu ve Azerbaycan aşıklık geleneğini ve yorumlarını oldukça iyi bilen Şimşekoğlu kısa yaşamında birçok eser verdi. İlk gençliğinden itibaren tanınmaya başlayan ve yörede Aşık Fezo adıyla da anılan Şimşekoğlu, sonraki dönemlerde Türkiye ve Türkiye dışında birçok şölene katıldı, konserler verdi.

Geleneklere bağlı olarak özel bir usta-çırak ilişkisinde yetişmeyen Sabri Şimşekoğlu birçok genç aşığın yetişmesine katkıda bulundu. Ölümün de dek 13 albüm hazırladı. Son çırağı olan köyümüz Aşıklarından Turan Arapoğlu ile birlikte Kars’ta bir bir düğüne giderken Arpaçay’da geçirdiği trafik kazasında öldü ve köyünde toprağa verildi.


Aşık Sabri ŞİMŞEKOĞLU 25 Mart 1948 tarihinde Cala(Doğruyol) köyünde dünyaya geldi.Hayatı çobanlıktan başlayıp SERHATKARS’ımızın ozanlık dalında son buldu. Âşık Sabri ŞİMŞEKOĞLU çok kısa sürede çok büyük işler başararak çok yüksek yerlere geldi. Kars’ı temsil eden en önemli ozanlarımızdan birisidir.Kendisinin 13 adet kaseti bulunmaktadır. Bunlar;

—KESİLDİ NİŞANIMYAD OLDU VATAN-LATİF ŞAH İLE MİHRİBAN SULTAN
—NASİHAT BUDUR (ŞİMŞEKOĞLU-CENANİ ATIŞMASI)
—DİNDİRMEYNEN ÇOK AĞLARIM
—YÜCE YÜCE KARLI DAĞLAR
—İÇTİM AŞKIN BADESİNİ
—GARİBEM BEN
—GURBETTE ÖMRÜM GEÇECEK
—VEFASIZ ŞAİR
—MİRZA DAYI
—ÖTME BÜLBÜL
—KOCA KARTAL
—KAHROLASI GURBET
—USTA ÇIRAK SOHBETİ (ŞİMŞEKOĞLU-ARAPOĞLU ATIŞMASI)

Sabri ŞİMŞEKOĞLU 13 kasetinin yanında nice çıraklar yetiştirmiştir. Bunlar ise;

-Ayhan ŞİMŞEKOĞLU
-Ergün YALÇIN
-Atalay ARSLAN
-Tacettin DURSUN
-Turan ARAPOĞLU

Kendisi bu ozanlarımızı da kendisi gibi başarılı yetiştirdi. Ama yine de şansının açık olmasına rağmen bahtı açık değildi. 28 Haziran 1990 tarihinde son çırağı olan Âşık Turan ARAPOĞLU’yla beraber Kars’a bir düğüne âşık olarak giderken Arpaçay’ da trafik kazası geçirdiler. İkiside Hakk’ın rahmetine kavuştular. Sabri ŞİMŞEKOĞLU’NUN naaşı köyümüzün mezarlığına, Turan ARAPOĞLU’NUN naaşı kendi köyü olan Koçköyü’ne defnedildi Allah rahmet eylesin…


ELVEDA

Elveda elveda a balam çimenli dağlar
A göllerde yeşilbaş sonalar galdı
Sedri mermer a balam ağ sıvalı odalar
Bele cennete benzeyen binalar galdı

Kaleler kuleler a balam dem dem hanalar
Ona müştağıydı beyler ağalar
Camılar medrese a balam hoş minaralar
Her daşı gevhardan binalar galdı

Kader Allahtandı beyhuda yanma
Beçere Hacı Hüseyni derdi yoh sanma
Vatandan ayrılmah gam değil amma
Emektar atalar analar galdı


ESEN YEL GOCALTTI BENİ

Dinle beni Arapoğlu, gurbet el gocalttı beni
Artık gidip gele gele bitmez yol gocalttı beni

usta senden ayrılalı gözyaşlarım nehir oldu
Haram oldu yemek içmek bal kaymağım zehir oldu

Yeşerdimi sıla dağı ecep soldumu yaprağı
Bizim elden bana doğru sen yel gocalttı beni

Bir müşküle döndü halım gurbet elde soldu gülüm
Yirmide büküldü belim beni yıkan kahır oldu

ŞİMŞEKOĞLU usandığım sıla aşkına yandığım
Kenarında yıkandığım goca göl gocalttı beni

Turan ağlar yana yana hasretlik kar etti cana
İstedim gidem vatana günü günden tehir oldu


YARİM GELMEDİ

Bala yaralarmı bağlamaya
Bez geldi yarım gelmedi
Oğul cenazama bölük bölük kız geldi
Yarım gelmedi

Oğul sen saldın gurbet eline
Elimi vermem eline
Oğul bizim Çıldırın gölüne kaz geldi
Yarım gelmedi

Oğul o yar yaralarım açtı
El vurdu yaramı deşti
Yavri eller yaylasına göçtü
Yaz geldi yarım gelmedi

Yavri ŞİMŞEKOĞLU düştüm dara
Güvenme vefasız yara
Oğul kar yağdı bizim dağlara
Güz geldi yarım gelmedi


BELKE MEVLAM KURA BİZİM BİNAYI

Belke mevlam kura bizim binayı
İtirmişem ala gözlü sonayı
Bayram gelsin ağ ellere kınayı
Ezim gözyaşımnan sürem sevdiğim

Ağ alnıma gara yazı yazıldı
Terlan diye diye bağrım ezildi
Yad el değdi zülüflerin bozuldu
Getir dane dane düzem sevdiğim

Her nefeste ben mevlayı anaram
Yelkensiz pervana oldum yanaram
Çözsen düğmelerin oda yanaram
Yanarsamsa yanem çözem sevdiğim

Ali yok ki bölük bölük böldüre
Hamza yok ki yarı burya aldıra
Nuri Ankarada yarı Çıldırda
Elim yetmir name yazem sevdiğim Düzenle


BAHAR GELMİŞ BİZİM BAĞA

Bahar gelmiş bizim bağa
İreng ireng gül görünür
Göz attım dala yaprağa
Arasında tel görünür

Anam ağlar bacım ağlar
Hasretlik içimi dağlar
Alçahlanır yüce dağlar
Belki bizim el görünür

Sabri derdin bilenlerin
Şu dünyada gülenlerin
Yara hasret kalanların
Gözlerinde sel görünür


AĞLAMA GÖZLERİM

Bilmem keder midir ölem bilmem gam mıdır
Ağlama gözlerim senden usandım
Aktı gözyaşlarım ölem abı revandır
Sızlama gözlerim senden usandım

Günden güne çektim ölem ah ilen zarı
Beni sana mahkum etti kaderim
Seni beklemeyen ölem vefasız yarı
Gözleme gözlerim senden usandım

Eşinden ayrılan ölem olmaz mı deli
Ben naçaram ben, ben demişem deli
Gine figan eyle ey Şimşekoğlu
Sızlama gözlerim senden usandım


AY GÜNÜ KARA

Men bilirem seni mana vermezler
Hele bekliyirsen ay günü gara
Sen bilirsen derdim az değil
Bir de ekliyirsen ay günü gara

Deyir sen de meni kimi sevda derdinden
Hergün ağlıyırsan ay günü gara
Abu revan olmuş çeşmimin yaşı
Coşup çağlıyırsan ay günü gara

O cavan vahtımdan seni görmüştüm
İncitmiştim hatırını kırmıştım
Sahla diye bir yadigar vermiştim
Hele sahlıyırsan ay günü gara

Ne zamanki sevdin sevaf eyledin
Sanki Beytullahı tavaf eyledin
Yandırdın gönlümü kevaf eyledin
Hele dağlıyırsan ayn günü gara

Yandım sana aşık olandan sonra
Arzum kıyamata galandan sonra
Yazık ŞİMŞEKOĞLU ölenden sonra
Geler yohluyarsan ay günü gara


Oğul (Kahrolası Gurbet)

Yöresi: Arpaçay
Kaynak: Sabri Şimşekoğlu


Kahrolası neydem gurbet
Beni nerden buldu oğul
Evim barkım tarlam
Tümü orda kaldı oğul

Eğersiz koydum atımı
Pula saydım kıymetimi
Otuz yıllık sanatımı
Pop müziği çaldı oğul

Bitermi gurbetin gamı
Avrupaya uymuş şanı
Yoldan çıkardı ananı
Yırtmaç etek aldı oğul

Sığır gibi ot topladık
Tarih gördük çağ atladık
Babamızı tokatladık
İsmimiz oldu moruk oğul

ŞİMŞEKOĞLU gama daldın
Gah ağladın gah güldün
Tarih toprağa gömüldü
Gelenekler öldü oğul


Var Bende (Şimşekoğlu Divanı)

Yöresi: Arpaçay
Kaynak: Sabri Şimşekoğlu



Açma tabip kara bağrım bitmez yara var bende
İlahinin bedduası gitmez kara var bende
Ne sen benim derdimi bilersin ne benim derdim biter
Bu ne hikmet yalan dünya gelmez çare var bende

İflah etmez bir gün olur bu dert beni öldürür
Yakın yolu uzak eder gelmez yola gönderir
Elalemde nesne gördüm herkes şamdan yandırır
Bu ne hikmet yalan dünya gelmez çare var bende

Sefil SABRİ kimse sormaz nasıl oldu hallerin
Diyin vefasız yârime beklemesin yolların
Vefasıza gidem diye çok bekledim yolların
Aylar bile muhannettir gelmez sıra var bende


Ozanım (Yıllar Yılı)

Yöresi :Arpaçay
Kalnak: Sabri Şimşekoğlu



Yıllar yılı bir güzeli
Sevip ayrılan ozanım
Ben aşkımı ızdıraba
Koyup ayrılan ozanım

Uzak ettin aralaı
Senden aldım yaraları
Ayrılırken karaları
Giyip ayrılan ozanım

SABRİ olsun dizlerine
İnanmam yar sözlerine
Ayrılırken dizlerine
Vurup ayrılan ozanım


Görünür (Bahar Gelmiş)

Yöresi: Arpaçay
Kaynak: sabri Şimşemoğlu


Bahar gelmiş bizim bağa
Bağda renk renk gül görünür
Göz attım dala yaprağa
Arasında tel görünür

Anam ağlar bacım ağlar
Hasretlik içimi dağlar
Alçaklanır yüce dağlar
Belki bizim el görünür

SABRİ derdin bilenlerin
Şu dünyada gülenlerin
Yara hasret kalanların
Gözlerinde sel görünür


MEN GİDİREM

Men gidirem seni kime tavşırem a bala
Ağlaya ağlaya gal inden bele
Aylar iller amanatın mendeydi
Sahlayabilmerem al inden bele

Yar amanat amanat o nazlı yara
Altından ağ geyin üstünden gara
Ahunda mollaya ulemalara
Açtır falcılara fal inden bele

Gide gide uzak düştü aralar
Gene tezelendi köhne yaralar
Gey dizine çal başına garalar
Yarım diye diye gal inden bele


SEVDİĞİM YAR SENDEN AYRI DÜŞELİ

Sevdiğim yar senden ayrı düşeli
Dılo dılo ben nedem
Zaman geçti, müddet geçti, yıl geçti
Gurbet elde mezarımın üstüne
Yağmur yağdı, dolu değdi, kar düştü.

Gör ne hala galdı o bizim eller
Bana düşman oldu konuşan diller
meskenim gurbettir oy bizim eller
Aramıza sıra sıra dağ düştü.

Sabri ne açğlıyor gözlerin yaşı
Sabıra hikmettir her ilmin başı
Yaş onbeş demeden döküldü dişi
Yirmisinde saçlarına ağ düştü.


EL ÇEKEBİLMEZ

İstiyirem gidem ay oğul sizin ellerden
Gönül bu vatandan el çekebilmez
Bülbül herden çeker gülün kahrını
Bülbülün kahrını gül çekebilmez

Her ismi Süleyman olan insanlar
O sırrı hetemi tahabilmezdi
Hakkın didarını görmeseydi su
Fışkırıp çalhanıp ahabilmezdi

Gönül hoş geçiner döğlet var olsa
Zerrece elinde iktidar olsa
Bir yiğidin bahtı özne yar olsa
Yıhılsa yağı el çekebilmez

Muhammed Mevlayı aldı diline
Cebrail Kuranı verdi eline
Mescidi Aksada Mihrac yoluna
Resuldan başkası çıhabilmezdi

Elesgerem uzak galdı yol mana
Vatan mana Ulus mana El mana
Çarkı felek verif derdi bol mana
Yüklense yüz katar fil çekebilmez



TUFARGANLI ABBAS

(Bir taraftan haber gelir anası Gamerbanı ya Kerem yandı, anası diyer ben nasıl anayım oğlum yandı ben gidif külünü görmüyecem, hemen bir keceaba düzenler İstanbula doğru yola çıhar, O anda İsatanbulun ceza reisi önüne çıhar bahar ki konuşuhtan düzgün, danışıhtan düzgün fakat yürehten tozgun bir kadındır, Ana bizim için ne kulluk diyer, Ay oğul men derdimi dinlen diyebilmem müsaade olursa beş kelime söznen ifade edim)

Ey arifler, eşidenner bilenler
Gamlı hicranın deryasıyam ben
Her taraftan gürül gürül yaram var
Sağalmaz dertlerin binasıyam ben
Oy günoylar, o kuzoylar, o günoylar
Bele hesret hesretini görse bayramını o gün eyler

Geze geze neynim oğul menden yad oldu
Müjde geldi seyraguflar şad oldu
Dağıldı devletim ey tamam bad oldu
O verana Gencenin yeğesiyem ben
Gözde gara, sürmede gözde gara
Yollarına bahmagdan galmadı gözde gara
Kime gedim ay dadı bidad.

(Ana sen bir oğul meselesi söyledin, ya senin oğlun kayıptır yada hapis ismini söyle yerini diyeyim)

Deyir bele şuğudu terlanım elimden getti
Ünledim ünledim ünümden öttü
Dağıldı devletim Mahmudum itdi
O itgin mahmudun anasıyam ben
Değe değe kuruhtum değe değe
Bele müşgül kapına dada gelif
Daşlara değe değe, ah kime gedim

(Anacan demek senin Mahmud adlı oğlun kayıp, üç gün mühlet ver arşivleri döktirem, hapiste de olsa onu bırahtıracam)

(Ay oğul onun başka bir adı daha var)

Deyir bele üreğim deryadı, gönlüm güreba
Derdim oldu hemdem ziyada
Herdem herdem ey Kerem gelende yada
Alışıf odlara yanasıyam men
Uyanmır yatıftı uyanmır
Bele ikimiz bir oda galandıh
Men yanıram o yanmır, kiem gedim

Deyir bele ey arifler yalan gelmez dilimden
Bir bülbülü uçurmuşam gülümden
Ele bir şahı şahdanım gedif elimden
O Ziyathanın Gamerbanısıyam ben
Dosta değdi
Atma ohun dosta değdi.


YAYLALAR

Fikir baharımda gönül yazımda
Düşünürken sizi gördüm yaylalar off
Hicran ataşında ölem ölem gurbet ağzında
Bak ne yaman sızı gördüm yaylalar of off

Bir zaman gezerdim sizde neşeli ölem neşeli
Etrafı çiçekli mor menevşeli
Şu zalım gurbete düştüm düşeli
Ne koyun ne kuzu gördüm yaylalar of off

Güzellerin seyrangaha çıhanda
Al yanağa mor çiçekler tahanda
ŞİMŞEKOĞLU seni gurbet yahanda
Tek bir çare sazı gördüm
Yaylalar of off


BALA MEMMED

Ade diyir bele
Hakkın takdiridi Hakkın işidi
Ala gözlü nazlı yarım ağlama
Zenginlik fakirlik Onun işidi
Elden gidif döğlet varım ağlama

Kırık kiltlerin a bala yayı menidim
Komşunun içinin eyi menidim
Önceden köyümün a bala beyi menidim
Kesilifti ehtibarım ağlama

Bala Memmed erişmedim bu çağa
Bak sinemde bu düzene bu dağa
Kapımın nökeri oluftu ağa
Dağılıftı sırrım her bir yana ağlama


Yazdılar (Mevla`m Kadi)

Yöresi :Arpaçay
Kaynak: Sabri Şimşekoğlu


Mevla’m kadir yazıları yazanda
Âdem ile Havva’yı başa yazdılar
Balığı deryaya kuşu semaya
Aslanın yerini meşe yazdılar

Onsekizbin âlemin ya şahlar şahı
Kudretten yarattın gahnan mahı
Ayetler içinde ol bismillahı
Dualar içinde başa yazdılar

Arif isen kendini bilenden sonra
Şu mülkü cihana gelenden sonra
Yazık ŞİMŞEKOĞLU ölenden sonra
İsmini mezarda taşa yazdılar


Demişler (Her Kimin)

Yöresi: Arpaçay
Kaynak: Sabri Şimşekoğlu



Her kimin dünyada keskinse dişi
Mutlak bir belaya çatar demişler
Haddinden fazla yükselen kişi
Feleğin gözüne batar demişler

Bırakma elinden dini imanı
İnsan olan insan incitmez canı
Sakın ezmesin mazlum insanı
Mazlumun ahı tutar demişler

SABRİ ol haktan bize böyle ferman
İnsana bahtiyar olmaz her zaman
Koca saraylara sığmayan insan
Gün olur toprağa yatar demişler


Kader (Nuh`un Tufanına)

Yöresi: Arpaçay
Kaynak: Sabri Şimşekoğlu



Nuh’un tufanına tutulan canım
Sen beni canımdan yıldıran kader
Eyyübü yarada yunusu dertte
Yusuf’u kuyuda çürüten kader

Kader seninle çıkamam başa
Kimini kolundan çalarsın taşa
Kimini bey ettin kimini paşa
Ayıya kavalı çaldıran kader

Kimini yandırdın aşk ataşında
Kimini kesifsen sabır taşında
Kimini çürüttün sevda peşinde
Ferhat’a dağları yardıran kader

Sana vermeyecek malım mı kaldı
Senin gezdirmedik yolun mu kaldı
Senin kırmadığın dalımı mı kaldı
Sen beni dalımdan kurutan kader

Dedim varmı senin tarihin yazan
Ne asalet gördüm ne ettin düzen
Kendin alev oldun ben ise kazan
SABRİ’yi etraftan eriten kader


BEN GELİRDİM TUFARGANIN İLİNDEN

Abbas Tufargan dan hareket eder, badelisi olan Peri hanımın babasına misafir olur, fakat o anda ahali toplanır, madem aşık gelmiş biraz kulak misafiri olah diye, Peri hanım da o anda elinde çay tepsisi, alttan atlas gofta üstten kızıl düğme düzüf tam cemiyet içerisine girince, Abbas geri dönüf bahtı ki, olmasın bu benim badelim Peri hanımdır.
Alır burada Abbas vekaleteni Serhat Karslı ŞİMŞEKOĞLU yapıyor.

Deyir bele men gelirdim Tufarganın elinden
Yolum düştü obasına perinin
Selam verdim eleyk aldı selamı
Gonah oldum babasına perinin

Perim teklif etti aşka düşmeğe
Su istedim şarap verdi içmeğe
Gönlüm kuşu pervaz oldu uçmağa
Uçam gonam yahasına perinin

Siyah saçlar a bala dal gerdanda hörmeler
Gümüş kemer ince beli dürmeler
Dedim alttan atlas gofta üstten kızıl düğmeler
Ele düzülüftü yahasına perinin

Men Abbasam a bala geldim burada galmağa
Heyva teki saralmağa solmağa
Gurbet elde bele güzel olmağa
Yeni düştüm sevdasına perinin
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol